Bir devrim gerçekleşiyor Mersin'de Her yıl bir lider çıkmıyor ki, toplumlarda. Mersin’nin bağrından toprağı elleriyle işleyen, okuyan, kendisini geliştiren, sadece halkına,vatandaşına yararlı olmak için siyaset yapan, sosyal adaleti, eşitliği, kardeşiliği ilmek ilmek dokuyan, din, dil, mezhep ayrımcılığı yapmayan, sadece insan odaklı her vatandaşa eşit mesafede hizmet veren sosyal belediyecilik anlayışını benimsemiş bir başkan, Başkan Seçer, nasip oldu biz Mersinlilere.
Mersin Yükseliyor, 41 Kere Müjde, 41 Yeni Açılış” mottosuyla başlattığı açılışların 5’incisi “Adres Okuma Salonu” oldu.
Hep deriz ya tüm bu çabalarımız; gelecek nesiller için.
Biz rahat edemedik, çocuklarımız rahat etsin deriz ya
Çocuklarımız geleceğimizdir, yatırım şart deriz ya.
Peki kim ne yaptı Allah aşkına! Parklar, bahçeler kişilere özel ticari alan olarak verilmedi mi! Verilmeye de devam edilmiyor mu!
İşte bu oyunu bozan bir başkan çıktı. Gelecek nesilleri, yani neslimizi düşünen ve onların güvenle bilinçli bir şekilde ülkesine daha faydalı bir birey olmaları için hep öğrenenlerin yanında durdu, durmaya devam ediyor.
Siyasetin gidişatına bakarsak, bu okuma salonu yapılan 1300 metre kare alan üzerine kaç adet ticari yer açılabilirdi. İşte sözde değil, özde gelecek nesilleri düşünmek diye buna denir.
Bu yatırımları gören diğer siyasetçilerin, Başkan Seçer’e hazımsızlığı buradan geliyor işte.
Belediyenin mottosu ile alay edercesine Kafalar değişince ne değişti diyerek halkın malı halkta kalacak deyip Başkan Seçer’e çamur atmaya kalkışanlar, siyasi rantını kullanarak yıllardır kamunun malını halktan gaspedenler, hiç utanmadan, sıkılmadan halen siyaset yapıyorum diyenler, elinizdeki taşınmazları neden halka iade etmiyorsunuz!
Büyükşehir Meclis Üyesi Abdurrahman Yıldız’ın ‘’Taşınmazlarla ilgili bir madde geldiğinde meclis karışıyor, bu insanların bu sevdasını anlamış değilim’’ demişti.
Yıldız’ın, bu söylemi dolu dolu anlam taşıyor. İnsanlar adaleti, hakkaniyeti bir kenara bırakıp haksızca mal kazanma derdine ve telaşına düşmüşler.
Hümeze suresinde Yüce Allah, bu ölümüne mal sevdalısı insanlar için;
Onlar biriktirdikçe biriktirdi / Kendisini ölümsüzleştirdiğini sandı / and olsun ki malları kendisine fayda vermeyecek ve onlar hayvanların sütunlara bağlandığı gibi bağlanarak ateşte yanacaklardır’’ buyuruyor.
Yüce Allah’ın ilk emri ‘’İkra’’ ‘’Oku’’ değil mi? Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum diyen Hz. Ali değil mi?
Ortam, olmazsa, kitap olmazsa, dijital ortam olmazsa kim neyi okuyacak!
Başkan Seçer’in, dediği gibi,
Beş kişilik bir ailenin çocukları, iki odalı bir evde nasıl ders çalışacak!
Karnı aç bir öğrenci, nasıl derse odaklanacak!
Sonra da gelecek, kuru kuru ülke sevdalısı rolüne bürüneceksiniz.
Hadi oradan, kim inanır size.
Çocuklarımızın kanı üzerinden siyaset yapacak, 12 Eylül gibi birbirine kırdıracak.
Ne uğruna! Bir makam ve bir koltuk uğruna, yazık hem de çok yazık!
Sürdürmeye çalıştığınız bu anlamsız siyaset, elinize nasıl da dolandı, değil mi!
Başkan Seçer, eşitlik diyor, adalet diyor, kardeşlik diyor, vatan diyor. Israrla insanlık diyor. Zaten asıl olan da bu değil mi? İnsan olmayan nasıl bir dinin veya bir ideolojinin mensubu olabilir ki!
Vatandaşlar okuyacak, öğrenciler okuyacak, ama sadece okuyacak demekle de durmuyor Başkan Seçer. Okuma salonunun içinde öğrencilerimizin, çay, kahve ve çorba ihtiyaçları da karşılanıyor. Bununla da yetinmeyip yanında bir kafe açarak üç çeşit yemeği 6 liraya hizmetlerine sunuyor.
İçini gezdim, dışarı çıktım, göz attım deniz manzaralı harika bir okuma salonu. 15 günde 6 bin çocuk üye olmuş, 12 bin kişi zaman geçirmiş, 12 bin adet kitabımız var. Toplamda 28 kategoride 26 bin adet ek kitap var.
İşte ülke sevdalısı, vatan aşığı, hep kardeşlik diyen bir Başkan, Başkan Seçer! Daha da ileri, daima ileri!
Mersin’e yakışır bir kütüphane oldu, hepimize hayırlı olsun.