Günaydın! Günaydın! E... Günaydın!
Yol yapmışlar! Tünel yapmışlar! Köprü yapmışlar!
Baraj yapmışlar! Kültür merkezi yapmışlar! Havaalanı yapmışlar!
Kimse babasının arsasını vermedi. Anlatırken, sanki ailece el birliği ile bedava yaptılar! Aksine hazine arazisine üşüştüler, nemalanmayan rantçı kalmadı.
Neymiş efendim! İnsanlara iş sahası açmışlar!
Devletin yeraltı, yerüstü, Deniz ve tüm hazinesi bu halkın değil mi!
Madem bu göreve talip oldunuz! Madem hizmet aşkıyla oy istediniz!
Milletin gözüne gözüne sokmanın hizmetle ne alakası var!
Milletin size emanet ettiği parasının bir kısmıyla millete hizmet ettiniz! Etmek zorundasınız. Bir kuruşuna dahi helal gelmemeli, getirmemeliydiniz.
SİHA, İHA, Denizaltı, GÖKTÜRK-2, T-129 ATAK, HÜRKUŞ, ANKA, T129 ATAK, T129 ATAK, ANKA Orta Altı tude Uzun Dayanıklı İnsansız Hava Aracı ve Atmosferden fırlatılan SOM seyir füzeleri ve MILGEM korvet, UMTAS füzeleri ve OMTAS tanksavar füzeleri vb. üretilmiş.
Hizmete siz talip olmuştunuz, Milletin evlatları yaptı. Bu millet, en ileri teknolojiye sahip olmayı hak ediyor. Bunları yaparak burnunuz havalarda konuşamazsınız. Kibirle davranarak göğe erişemezsiniz! Daha da iyisini, en ilerisini yapmaya gayret etmeli devam etmelisiniz.
Bu milletin canı elbette devlete emanet. Devlet bu milletin canını, malını, ırzını tüm güvenliğini sağlamak zorunda değil mi! Elbette sağlamak zorunda.
O zaman, Mazlum, Mustazaf, Emekçi, Vatandaş, Yurttaş, Halk söyleyince hain, Yunan işbirlikçileri, Bizans tohumları, Esat işbirlikçileri, İrancılar, vb. Ithamlarda bulunarak terör damgası vurmanın ne anlamı var!
Bir devletin yapacağı her şey; vatandaşlarının huzuru, mutluluğu, refahı için olmalı. Bu millet sadece bunu dillendirdi.
Eşitlik yok, adalet yok, liyakat yok, sınavlarda hırsızlık var.
İltimas var, haksızlık var, torpil var dedikçe;
Sen sus utanmazlar! Elinize gözünüze dursun dediniz. Görmüyor musunuz yaptıklarımızı dediniz!
Geçinemiyoruz, fiyatlar çok yüksek.
Iş yok, kira ve faturaları ödeyemiyoruz dedikçe;
Kuru ekmek yiyin aç kalmazsınız! İş çok, iş beğenmiyorlar! Para çok, herkes telefon, araba almış dediniz!
Siz deyince her şey doğru, vatandaş ne derse yalan mı oluyor. Adalet, hukuk, hakkaniyet, eşitlik, özgür düşünce, akıl koruması nerde kaldı!
Sahi siz aklınızı kime kiraya verdiniz!
Şimdi bunların hepsi geride kaldı. Çünkü; bunların hepsinin eksik olduğunu bugüne kadar yapılanların eksik olduğunu, yetersiz olduğunu, vatandaşların isteklerinde haklı olduğunu dile getirdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Nasıl mı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen E-İnsan Programı'nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin kalkınmasını sadece yollarda, köprülerde, barajlarda, tünellerde, binalarda aramak, eksik bir yaklaşımdır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamu personel rejiminin, hükümetlerimiz döneminde değiştirmekte en çok zorlandığımız, halende istediğimiz seviyeye getiremediğimiz alan olduğunu itiraf etmek isterim. Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedefleri’yle de uyumlu bir şekilde yürüttüğümüz çalışmalarımızda fırsat eşitliği, şeffaflık, hesap verebilirlik, yenilikçilik ve liyakat gibi değerleri esas alan bir insan kaynağı kültürü oluşturmanın peşindeyiz, şu anda bunu kovalıyoruz.” diye konuştu.
Öyleyse tüm iktidardaki yönetici kadrosuna halkımız adına sesleniyorum!
Bugüne kadar bu millete söylediğiniz tüm ithamların altında ezilerek yerle yeksan oldunuz.
Üzerinizden silindir geçmiş gibi oldu.
‘’Hala akletmeyecek misiniz’’ Hâla akıllanmayacak mısınız? Buyuruyor Rabbim Allah.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar aklınızı nasıl kiraladığını, sizlerin de mevki kapma ve milletin parasından pay kapma arzusuyla nasıl kabüllendiğinizi yukardaki cümleleriyle enfes bir biçimde açıkladı.
Gerçekten, ancak bu kadar akıl kiralanır, kendi istediklerini yaptırma ve liderliğini devam ettirme noktasında gelmiş geçmiş dünya liderleri arasında yerini aldı. Zaten bunu da hak etti bunca aklı kiralamayı başarmakla!
Peki siz! Siz bu milletle nasıl helalleşeceksiniz! İnandığınız Rabbim Allah, karşıma kul hakkıyla gelmeyin diyor ya, kul hakkıyla Allah’ın huzuruna çıkma cesaretiniz ve cüretiniz var mı sahiden!