Su gibi aziz olmak…
“Su gibi aziz ol.” der büyükler bir bardak su ikram ettiğinizde. Ne güzel anlatmış Mevlana Celaleddin-i Rumi.
“Şimdi sen su olduğunu düşün.
Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar çok… Tükenmez…
İnanıyorum ki, gerçekten de öylesin.
Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak,
dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın.
Suya benzediğini unutma!
Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi faydalı,
su gibi lüzumlu ve su gibi bitmez, tükenmez olduğunu da unutma.
Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi,
su gibi de kıyametler koparıcı olabileceğini unutma…
Unutma; senin işin rahmet olmak, afet değil!
Vadiler varken önünde ve ovalar varken,
yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene.
Ve yaşayabilirsin dünya dönmesine devam ettiği müddetçe…
Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçılan olursun;
seller, afetler gibi…
Tercih elindeydi hep ve hep de senin ellerinde olacak…
Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan konuştuğun için, sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara!
Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın, ama maalesef de-ğil…
Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç-onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir." Bakara Suresi, 249. ayet:
(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman Biz ona: "Asanı taşa vur" demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın. Bakara Suresi, 60. ayet:
Talu’un askerleri içilmemesi gereken suyu kana kana kullandıkları için takatdan düşüp cihadı terkettiler. Dünyaya meyledenlerden oldu.
Hz. Musa taşa asasını vurunca, oradakinler kendi paylarına düşen yerden su içmişlerdi. Ve Allah yiyin için ama yeryüzünde bozgunculuk yapmayın fesat çıkarmayın diyor.
Mersin’in tanınmış siyasetçilerinden, para konusunda hazinesini doldurmuş kimseye eyvallahı olmayan, Toroslar Belediyesi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi olacaksın Talut’un ve Hz Musa’nın gösterdiği sudan değil de yetim, öksüz ve dahası tüm Mersin halkının hakkı olan sudan içeceksiniz öyle mi!
Hak, hukuk, adalet nerde kaldı Sayın İsmail Yerlikaya!