Mersin’de 12 Eylül mü Demokrasi mi!
2022 Yılı Hziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı 1. Birleşimi’nde söz alan Halkaların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Eğitimci Ali Tanrıverdi, Mersin’de Kürtçe sergilenmek istenen Partufe tiyatrosunun hiçbir gerekçe gösterilmeden yasaklanmasının yasal olmadığını tamamıyla kardeşliğe aykırı davranıldığını dile getirdi.
Tanrıverdi, Mersin Kültür ve Sanat’ta etkin ve çok duyarlı olan bir şehrimizdir, adeta Kültür ve Sanat etkinliklerin merkezi konumundadır. Bundan 2 gün önce Partufe Kürtçe tiyatro sergilenmek istendi. Valilik tarafından gerekçe gösterilmeden yasak getirildiğini ifade ettikten sonra oyunun, tarihini ve yazarını anlattı.
Eğitimci Tanrıverdi, sergilenmek istenen tiyatro oyununun 17 Yüzyıl’da yaşamış Fransız mizahının dehası olan Moliere’nin başyapıtıdır. Şair Orhan Veli tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. Sıkı yönetim dönemlerinde dahi her dönemde ve her yerde sahnelenmiştir. Zaten mizahi bir etkinliktir. Mersin’de yasaklanmış olmasının nedeni bu oyunun Kürtçe sergilenmiş olmasıdır. Bunun dışında hiçbir gerekçe ile ifade edilemez. Kardeşlik, beraber, birlik, saygı, sevgi diyoruz, oysa bu durum, kardeş diline karşı açık bir tahammülsüzlüktür dedi.
Valimiz yeni hem de Şırnak’tan geldi. İnsanlarımızın dil konusunda ne kadar hassas olduğu bilinmektedir diyen Tanrıverdi, diliyoruz ki valimizin haberi olmadan yasaklanmış olmasıdır. Bunu Mersin gibi kentimizde yasaklanmış olduğuna üzülüyor ve buna benzer yasaklanmaların olmaması için bir duyarlılık istiyoruz dedi.
Halkaların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Eğitimci Ali Tanrıverdi, Kürtçe konuşmasından sonra tercüme ederek, dil üzerindeki baskıları kınıyoruz, dil insanın onurudur, dilsiz yaşam olmaz anlamında olduğunu açıkladıktan sonra konuşmasına son verdi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer, Sanatsal faaliyetler sergilemek isteyenleri bir yazı ile valiliğe sunarız. Valilik hukuki olarak değerlendirir, bizde buna uyarız.
Öncelerde farklı lehçe ve dillerde etkinlik ve propaganda yasaktı. AK Parti döneminde bu konu TBMM’ne geldi. Bizde evet oyu vermiştik. Üstelik TRT Kürtçe var. Belediyeme Arapça bir tiyotro oyunu sergilenmek istendi. Arapça tiyatro sergileme yasaksa, Fransızca, İngilizce oyun sergilemek yasaksa Kürtçe de yasak olsun, diyerek yasaklamanın karşısında olduğunu belirtti.
Her zaman dillendiririm, dil, din, ırk, renk ayrımı yapmayan bir başkanımız yani Başkan Vahap Seçer var.
21 Yüzyıl’da hem de Kürtçe hem de Türkiye’de yasaklanmasının ne anlama geldiğinin yetkili devlet kurumunun açıklaması gerektiğine inanıyorum.
Türkiye’de bir Kültür öncülüğü yapan Mersinimiz’de dil yasaklanırken, AK Parti ve MHP’li meclis üyeleri bu konuda sessizliklerini korudu.
Sanki, darbe anayasasını istercesine, inandıkları Rabbimizin insanlara bahşettiği anadilini istemiyorcasına dillerine kilit vurdular.
21. Yüzyıl’da dillerin serbestçe konuşulabilmesi gerektiğini halen konuşuyor olmak, ne kadar medeniyette ve demokraside yol aldığımızı gösteriyor!
Mersin’de yüzlerce işyerlerinin levhaları Arapça iken, bu milletin baş belası İngilizler’in dili neredeyse işyerlerinin ismi haline gelmesine rağmen Kürtçe neden yasak! Anlaşılır bir durum değildir.
Peki bu konu konuşulmazken ne konuşuldu bir de bu başlıklara bakalım.
Davultepe tarım arazilerinin kıraç gösterilerek, sehven Cumhurbaşkanımıza imzalattırılan siyasetçilerin öncüsü konumundaki Erhan Çontar, daha sonra vatandaşların hakkını araması sonrasında üzerinden suçu atarak ben değil Cumhurbaşkanımızın imzası var dediğinden beri sessizliğini bozarak, muhtarlara ücretsiz kart verilmesini istedi.
Bu kararın Merkezi Hükümet’in onayıyla olduğunu çok iyi biliyor, buyursun isteklerini iktidara bildirsin yasayı değiştirsin ve toplu taşıma ücretsiz olsun. Hodri meydan!
AK Parti Grup Sözcüsü Zafer Şahin, bağırarak gür ve tok sesiyle güya Zafer Çarşısı esnafının hakkını savunarak, esnafların mağdur edildiğini belirtti.
Anadil hakkı nerde kaldı diye sormak lazım kendisine! Başkan Seçer’in Zafer Çarşısı esnafının hiçbir şekilde mağdur edilmeyeceğini defalarca söylemesine rağmen.
Mehmet Topkara, börtü böceklerden bahsetti. Bu konuda da kendisinin Büyükşehir’in çok güzel çalışmalarının olduğunu belirte belirte.
AK Partili Meclis Üyesi İsmail Yerlikaya, Anadil konusunda yine ketum davranarak, hazine arazilerinin vatandaşlar tarafından gasp edildiğini vurguladı. Hazine arazilerinin korunması gerektiğini savundu ne güzel!
Devletin dolayısıyla tüyü bitmemiş yetimlerin, öksüzlerin hakkını gasp eden, bu devletin arazilerine çöreklenen, bir gün içerisinde Mersin Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nden sahte imzayla yetkiyi alıp nasıl oluyorsa, Ankara’da da işlemini halleden siyasi rantçıdan hesap sorulmasını istemiyor!
34. Cadde’deki Kız İmam Hatip Lisesi’nden yani çocuklarımızın oyun ve eğitim sahasından ayırıp zeytinlik bahçesi yapan kim? Daha önce haberlere ve sosyal medyaya konu olan Erhan Çontar’ın hazine arazisini çitle çevirmesine neden sesi çıkmıyor diye sormak isterim!
Bozyazı’daki siyasi rantçı şahsın, hazine arazisini gasp edip muz serası diken şahsın daha sonra zorla ortağını siyasi güçle diskalifiye eden ve ortağının aracına 52 kurşun sıkan şahsa neden tek bir kelime söylemez, sormak isterim! Hani hazine arazilerini korumak lazmdı! Siyasi rantçı olunca sus pus musunuz Sayın Yerlikaya! Neden!
Duymadım, bilmiyorum, görmedim diyecekse, öyle olmadığını tüm Mersin biliyor. Hele hele yıllarca İmar Komisyonu’nun başında olmuşsa!
Adalet herkese lazım. Dilsiz şeytan olmaktan Allah’a sığınmak gerekir. Eninde sonunda her nefis ölümü tadacak ve istese de istemese de bizi yaratan Allah’a hesap verecek. İnsanoğlu bazen şaşırarak dünya hayatında kendi lehine olan güzel gelişmeleri hakmış gibi görür. Oysa bu devlet, hiçbir siyasi rantçının ekmeğinin arasına konup yenilen bir tereyağı değildir.