Güya Akdeniz Kent Konseyi’nin önergesi kabul edildi. Akdeniz de uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile ilgili rehabilitasyon merkezi kurulması oy birliği ile kabul edildi.  

    Fakat bu konu konuşulurken ilginç sahneler meydana geldi. Sürekli diyorum ya bir millete bir partiye, olan kininiz sizi adaletten alıkoymasın diye.  

     Maalesef kin ve nefret ile belediye yönetilince, halkın yararına olan yapılması gereken hizmetler dahi yapılmıyor, engelleniyor veya yıllarca geciktiriliyor.  

     Sonra da dünya haritasını yeni keşfettim diyerek sahneye çıkılıyor. Halkın, vatandaşın yüzüne baka baka da nolur bizi bu konuda eleştirmeyin deniliyor. Hay hay! Çiz, oyna keşfet ben yaptım de. Halk izliyor ve görüyor seçimlere az kaldı, hatta yaklaştıkça panik yapılıyor.  

Halkların Demokratik Parti Akdeniz Meclis Üyesi Salih Akbaş, bundan tam 1.5 yıl önce, uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile ilgili Akdeniz’de rehabilitasyon merkezi kurulması için önerge veriyor kabul edilmesine rağmen hayata geçirilmiyor. Hasır altı yapılıyor.  

     Başkan Gültak, tam 1.5 yıl boyunca uğraşıyor, didiniyor, yoğun mesai harcıyor, bu anlamlı ve olması gereken rehabilitasyon merkezini HDP’nin isteğiyle değil de bizim önergemizmiş gibi nasıl hayata geçiririz diye, ince ince hesap yapmış ve sonuçta bir kulp bulup gereğini yapmış.  

  Kent Konseyi bu önergeyi yeniden vermiş. Anında kabul ediliyor. Kim mi kabul etmiş. Siz HDP’lisiniz sizin önergenizi hayata geçirmiyorum dedikleri HDP meclis üyeleri kabul ediyor.  

 Mecliste; önergeyi 1.5 yıl önce meclise sunan Akbaş, gençlik ülkenin geleceğidir, hepimizin geleceğidir.  Maalesef gençliğimiz bugün uyuşturucu mübtelasına bağımlı hale gelmiştir. Baronlar kan emici kimlikleriyle gençliğimizi esir almıştır. Buradan bu rantçıları bu baronları kınıyorum dedikten sonra, meclise sunduğum bir önerge vardı. Ve bu önerge meclisten geçmişti. Hayata geçirilmiş olsaydı, birçok gencimiz bu illete yakalanmayacak ve birçok gencimiz de bu illetten kurtulacaktı dedi. Baronların eline geçen gençlerimiz farklı şekilde kullanılabileceklerdi dedi. 

    Ak Pari Meclis Üyesi Aydın Eğin ise, yine damdan atladı geldi ve dedi ki, keşke 20 yıl önce bu rehabilitasyon merkezi kurulsaydı.   

      Yani 20 yıl önce yapılmamış, bizde 3 yıldır yapamamışız ne olmuş ki dercesine! Ekliyor Eğin, biz o zaman bu önergeyi hayata geçirseydik bize borçlanma yetkisini verecek miydiniz?  

     Peki size Akdeniz Kent Konseyi borçlanma yetkisi mi verdi şimdi önergeyi Kent konseyi vermiş gibi kabul edip hayata geçirdiniz.  

          YOO! Öyle olmadığını adınız kadar iyi biliyorsunuz.  

     Öğrencilere yardımcı oluyoruz, dershane açtık, diyen Eğin Beyefendi lafı dolaştırıp durdu, yani daldan dala koşturdu kelimeleri.  

    Şunu diyemedi, diyemez de, HDP meclis üyesi değil başkası verseydi hayata geçirirdik! 

        Çünkü, söyledikleri ile pratikleri bir değil.  

  Eğin, hızını alamadı ve Akbaş’ı kınıyorum dedi. Sanki Akbaş, Eğin’nin konuşması sırasında kafasına takozla vurmuş! 

    Ne dedi Allah aşkına Sayın Akbaş, ‘’rehabilİtasyon merkezinin kurulmasını çok olumlu buluyorum keşke ben önergeyi verdiğim zaman hayata geçirilseydi, birçok gencimizi kurtarmış olurduk’’ dedi. 

  Ne var bu cümlede! Evet kabul etmediniz, doğrudur, HDP’den geldiği için kılıf bulup hayata geçirmediniz. Bu kusur size yeter. Hep hatırlarsınız HDP’li Salih Akbaş’ı böylece!  

HDP’li Meclis Üyesi Nuriye Aslan da söz alarak, bu gelişmeyi olumlu buldukları için kabul ettiklerini 

Ancak, Aydın Beyin olayı çarpıtması gerilere götürmesini doğru bulmadığını ifade ederek, kısaca 

muhalefet getirdiği için biz kabul etmedik demek istiyor dedi. 

Bu konu geleceğimizdir, söz konusu geleceğimiz ise siyaset yapmamız gerekir. Bu doğru bir davranış değildir diyerek Aydın Eğin’nin kınıyorum lafını geri almasını istedi. 

  Eğin, bu boş yere söylenmiş lafını geri aldığını ifade etti.  

Bir an Başkan Gültak, Halil Kara’ seslenerek, Halil Bey önerge verdin de kabul etmedik mi?  Dedi.  

Halil Bey, 2 yıldır bu önerge verilmiş ve kabul edilmemiş dedi. 

   Bu cümlelerden de anlaşılıyor ki, Salih Akbaş veya HDP’li biri değil de başka bir partili verseydi kabul görür ve hayata geçirilirdi.  

     Yanlışı yanlışla düzeltmeye kalkarsanız, bataklığın içinde çırpınma durumuna benzer, battıkça batarsınız. Bu durum aynen böyle oldu. Başkan Gültak, diyor ki; 

                           ‘’BİZ BUGUNE KADAR HANGİ ÖNERGEYİ KAUL ETMEDİK’’ 

   İşte bu önergeyi kabul etmemişsiniz. 

    Başkansınız kabul etmeyebilirsiniz, velev ki halkın yararına olsa bile!  

    İyi de önergeyi neden, Akdeniz Kent Konseyi icat etti diyorsunuz ki! 

  Bunu vicdanınız ve adaletiniz kabul ediyorsa diyecek bir şeyimiz olmaz. Ama bunu ilkokul çocuklarına sorsanız dahi adaletsiz bir davranış olduğunu size söyleyeceklerdir.  

     Her şey bir yana; Akdeniz Kent Konseyi akil insanları ve Başkanı Mustafa Erim kendisi tarihle çok ilgili nasıl böyle bir hataya düştü, çok ama çok üzüldüm. Bu durum aynı zamanda Mustafa Erim’e de bir utanç vesikası olmuş oldu. Hayırlı olsun, bu vesikayla başkanlık yapmaya devam etsin. 

 Başkan Gültak ekledi;  

              DEMOKRASİ DEMEK, SOSYAL DEMOKRATLIK, MUHAFAZAKAR DEMOKRATLIK  

demek sözle olmuyor icraatla oluyor dedi. 

   Doğru Başkan Gültak, bu konuda size % sonsuz katılıyorum.  

    ÇÜNKÜ BİR İNSANIN AMELİ İLE SÖZÜ BİR DEĞİLSE HAYATI BOŞTUR        

   Başkan Gültak, Salih Akbaş’ın önergesinin tamamını red etmemişiz. Sadece yurt konusunu red etmişiz demez mi? 

   Dedim ya, bu durum bataklıkta çırpınan adamın durumuna benzer diye.  

    Madem, tamamını red etmemişsiniz, neden komisyonlarda yurt konusunun çıkarılıp tekrar   görüşülmesine karar vermedinİz? 

    Çünkü, önerge muhalefetten geldi değil mi! Sizi sizi! 

    Her konuşmanızda kendinizi ele veriyorsunuz ve çıkmazın içine giriyorsunuz. 

  Bu konuşmalar da yetmedi. Başkan Gültak, kendini iyice bitirdi. 

 Nasıl mı? Uyuşturucu 2019 da icat olmadı dedi. Önergeyi getirmeniz çok değerli ama bizim de şimdi Kent Konseyi adıyla hayata geçirmemiz çok önemli.  Nolur bizi bu konuda eleştirmeyin dedi. 

             BU SON CÜMLEYİDE OKUYUCULARIN DİKKATİNE SUNUYORUM. 

             YAZIK HEMDE ÇOK YAZIK. AKDENİZ HALKI BUNU HAK ETMİYOR.