Seçer'den laf cambazlarına ayar Herkes aklını başına alsın, oy uğruna, rant uğruna, makam uğruna, ırk, din, dil, mezhep üzerinden siyaset yapmasın.
Bu ülkeyi, Suriye, Irak, Afganistan, Ukranya v.b yapmayalım. Ekonomi bozuktur düzelir, devlet kurumlarında hırsız vardır gider, israf vardır biter ama toplumsal barışın bozulması ülkenin, vatanın kaosa sürüklenmesi demek maazallah. Kaos ortamında gelecek olmaz, yarınlar olmaz, kan olur, acı olur, gözyaşı olur, felaket olur...
Kim ki, iyilik istemez, kaos ister, tüm lanetler onların üzerine olsun.
Mersin’de meclis üyelerinin cümlelerini ve meclis kararlarını oy devşirme uğruna, kendi istediği gibi anlayan ve yorumlayan ayrıştırıcı ve toplumsal barışı bozmaya yönelik zihniyet ayrıştırıcı dil kullanmaya devam ediyor.
Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, polis teşkilatının 177 yılını kutlarken, polislerimizin ayağına taş değmemesini diliyor tüm kayıplarımıza Allah’tan rahmet diliyorum deyince,
Tarsus Meclis Üyesi Mehmet Çelik, şehitlerimiz yerine kayıplarımız dediğin için sizi yadırgadım dedi.
Özyiğit söz alarak, Mehmet Bey, şimdi kayıplarımıza diye ifade kullandım doğru mu, doğru. Ben 177 yıldır tüm kayıplarımızı kastettim. Benim cümlemi düzeltmek size düşmez. Bunu siyasi konu yapmanızı anlamadım gelip bana dostça söyleseydiniz iyi niyetinizi anlardım fakat başkanlık koltuğuna geçer geçmez direk bunu ifade etmenizi kasıtlı görüyorum dedi. Benim cümlemi düzeltmek sana düşmez kimsenin haddine değil dedi.
Nerdeyse kendi siyasi partilerinden olmayan herkesin kalbini okuma derecesine gelmiş bir kişilik ve kişiliklerle karşı karşıya kalmış durumdayız. Ya da sadece polis teşkilatının kendileri için var olduğunu, diğer tüm siyasi partilere karşı olduklarını düşünüyor diye düşünmeden edemeyeceğim.
Emniyet teşkilatı ve tüm güvenlik güçlerimiz sen, ben o değil biziz. Koca bir Türkiye’yiz. Siyasi partiler arasına ayrılık tohumu ekmeyin ekilmesin!
Bu vatan, bu toprak, bu ülke kanunlar çerçevesinde tüm vatandaşlarımızındır. Güvenlik güçlerimiz de bu vatandaşlarımızın yani bizlerin çocuklarıdır.
Yine başka bir meclis üyesi, daha da ileri giderek, Akdeniz Belediyesi Meclisi’ndeki alınan meclis kararı üzerinden isim vermeden veya ismini anmak istemediğinden, EMEK Partisi ve Halkların Demokratik Partisi’ni anlıyoruz ama CHP’i anlamamız mümkün değil diyerek, anayasal çerçevede kurulmuş partileri dışlayarak, CHP’yi suçlu gösterdi.
Öyle bir şey dedi ki, akıllara durgunluk verici, hayretle dinledim.
Yarın farklı bir şey olsa yani CHP iktidar olsa, şehit ismini taşıyan tabelalarımızı indirecek mi dedi.
Allah aşkına, bu soru mu! Lütfen! Sizden olmayan siyasi partiler bu ülkenin, bu vatanın, bu bayrağın düşmanı gibi gösterme hakkını nerden buluyorsunuz!
Sahi sizin oyunuz % kaç! Ve sizin beğenmediğiniz siyasi partilerin oyu kaç!
Siz anayasa şartlarına uygun kurulmuş siyasi partilerin varlığını kabul edemez tahamülsüzlüğünü nerden hangi talimatıyla alıyorsunuz demezler mi!
Bu konunun asıl bu meclise gelmesinde rol oynayan Akdeniz Belediye Başkanı Gültak, sürekli talimat diyor ya! Siz de talimatı Başkan Gültak’tan mı aldınız! Sizi Talimatçılar sizi!
Ben boşuna yazılarımda Büyük Başkan demiyorum, dinledi, değerlendirdi ve öyle cümleler kurdu ki, söylediklerine karşı çıkmak, ekleme yapmak hiç ama hiç akıl karı değil!
Başkan seçer;
Sosyo kültürel demografik yapısı, siyasal yapısı ile ilgili birkaç değerlendirme yapmak istiyorum.
Biz bu hizmetleri yaparken, 13 ilçede hiçbir renk farkı yapmadan yapıyoruz. Hiçbir siyasal düşünce farkı gözetmeksizin yapıyoruz. Bunu çok ısrarla söylüyorum.
Yapmadığınızı tüm Mersinliler görüyor ve yaşıyoruz. Akdeniz’de yapılan ayrımı siz, diğer 10 ilçede eşit ve adaletli bir şekilde hizmetleri yapmaya devam ediyorsunuz. Halkın bu konuda sizleri ne kadar bağrına bastığını da görüyor ve takdir ediyoruz.
Başkan Seçer, Mersin hassas bir kent, Mersin Türkiye’nin izdüşümü, Mersin Türkiye’nin özeti.
Türkiye’yi karıştırmak isteyenler bunun kurgusunu Mersin’den yapmak ister, çünkü; çok uygundur.
Yıllardır bu siyasetin içinde olan arkadaşlarım, yaşadıkları olayların kendilerine edindirdiği deneyimlerle beni daha iyi anlıyorlardır, ben eminim.
Az önce bir tartışma oldu Akdeniz Meclisi’ndeki tartışma. Ben bunu çok yakışıksız buluyorum. Söylenen lafları da. Lütfen!
Yerlikaya dedi ki, bu tavır Mersin’in toplumsal barışını bozar.
Bir meclisin aldığı kararın tavrından ziyade, bunu bir siyasal polemik meselesi yapmak isteyen ve bon konuyu istismar edenler aslında Mersin'in toplumsal barışını bozar.
Sayın Yerlikaya; bir siyasi rakibiniz olan partilere nefretiniz, sizi adaletten alıkoymasın. Lafla, toplumun hassas uçlarıyla oynamayı bırakın, her canlı kendi ümmetiye dolaşır.
Evet, kimseden tık yok olamaz da. Meclis kanunlara aykırı mı davrandı, hayır. Daha önce Şehit ismi bu meclisten geçti mi geçti. Yine geçer mi, geçer. Hangi kanuna aykırı bir durum var da Mersin’in toplumsal barışını bozsun. Mecliste, muhalefet açıkça söyledi. Önergeyi getiren ve getirdiği zamanlama açısından uygun görmedik dedi.
Çünkü, bu olay Faaliyet ve Denetim Raporu’nun üzerinde yeterince konuşulmamasına yönelikti ve yönetim bu konuda başarılı da oldu. Meclisten sonra, bazı medya hariç, çoğu önergeye takıldı.
Ama kimin kaos ortamı oluşturmak istediği de ortaya çıktı. Bu durumlardan herkesin ders alıp aklını başına laması gerekir.
Başkan Seçer, 3 yıldır görevdeyiz 3 yıldır ağzımdan çıkanı kulağım duyuyor. Ben herkesi de seviyorum. İnsan olduğu için seviyorum. Bunu samimiyetimle söylüyorum. Benim için Cumhur İttifakı da, beraber yol yürüdüğümüz siyasi partilerde çok önemlidir.
Her birimiz bu ülkede anayasal birer partiyiz. Siyasal partiler kanunu, seçim kanunu, anayasaya bağlı olarak çıkartılmış mevzuatlar çerçevesinde burada siyasi faaliyet yürüten partilerin üyeleriyiz. Dolayısıyla kişisel değerlendirmeniz yakışıksızdır.
Bu kavgaları bu meclise sokmamalıyız. Önce Mersin sonra Türkiye’ye buradan örnek olacak davranışlar sergilememiz lazım dedi.
Mersin için bir devrim olan Vahap Seçer Modeli hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi hem de Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından örnek alınıp uygulanırlığa konması Mersin için bir çağ kapatıp çağ açma devridir.